Aşırı Korumacı Tavrın Çocuklar Üzerinde Etkisi
Endişeler insanı yanlış şeyler yapmaya iten hem doğal hem de tehlikeli duygulardandır. Çocukların yetiştirilme sürecinde de sürekli olarak boyun eğilen endişe, sağlık, eğitim, başarı, ruhsal durum, kariyer vb. birçok konuda aşırı anlayışlı tavırları doğurabilir. Çocukların istediklerini yapmalarına izin veren ve “Bizim yaşayamadıklarımızı, o yaşasın” denilerek anlayışlı tavır sergilenmesi çocukların belli bir noktadan sonra talepkar biri haline gelmesine sebep olur.
Ailenin iyi niyetinin suiistimal edilmesine sebep olabilen bu aşırı anlayışlı tavır yalnızca ailenin maddi ya da ruhsal durumları açısından tehlikeli değildir. Aynı zamanda çocuğun karakterinde doyumsuzluk, memnuniyetsizlik, egoistlik gibi olumsuz yönler belirebilir.
Çocuğu Koruyayım Derken Özgüven Eksikliğine Sebep Olmak
Hata yapması sürekli engellenen çocukların hayata bakış açılarında ailenin sürekli desteğine ihtiyaç duyma eğilimi söz konusu olur. İyi niyetli ancak çocukları baskılamaktan sürekli kaçınan ailelerde çocuklar “Ben daha iyisini yapamam, annem ve babam en doğrusunu yapar” düşüncesi taşır. Anlayışlı olmanın getirdiği bir diğer olumsuzluk da bu sebeple özgüven eksikliğidir.
Çocuklarda kendini yeterince ifade edememe, ne istediğini bilememe, hata yapmaktan korkma gibi olumsuz özellikler ortaya çıkabilir. Bunun önüne geçebilmek için ciddi riskler taşımayan durumlarda çocukların hata yapmalarına izin vermek gerekir. Ayrıca ebeveynlerin çocuklara iyi örnek teşkil etmeleri çocuğun karakterinin en önemli parçasını oluşturur. Örneğin, düzenli kitap okuyan, kibar biri yetiştirmek isteniyorsa ebeveynlerde de aynı özellikler olmalıdır.