Güzellik Kavramı Araba Kullanmayı Öğrenmek Gibidir
Aynı zamanda diyet yapma kavramı için de aynı cümleyi söyleyebiliriz. Defalarca diyet yapmaya karar veririz ama zayıflayamayız. Çünkü gerçekte bu işin nasıl yapıldığını aslında pek bilmeyiz. Öğün atlarsak zayıflarız sanırız, aç kalmaya çalışırız. Halbuki tam tersi doğrudur. Araba kullanmaya benziyor. Hemen yeni aldığınız arabanın direksiyonuna oturup trafiğe çıkmayı beklemezsiniz.
Önce ne yapmanız gerektiğini tam olarak öğrenmeye ve pratiğe ihtiyacınız vardır. Sonuçta “araba kullanmayı öğrenmeye çalışmakla hata yapmışım, kullanamam” deyip vazgeçmezsiniz. Aynı prensip diyetler için de geçerli. İnsan yapısına uygun, neyin nasıl yapılacağını bilen, yasaklamayı değil hareket etmeyi ve porsiyon azaltmayı öneren diyetler sonuca ulaştırıyor. Güzellik de araba kullanmayı öğrenmek gibi.
Güzellik Sadece Görüntü Değil
Televizyonlarda gözümüze sokulan sıfır beden mankenler, sabah akşam kozmetik ürünlerin sonucu porselen benzeri ciltlerle dolaşan modeller bize gerçek güzelliğin ne olduğunu unutturdu. Yeniden hatırlamamız için, belki araba kullanmayı öğrenmek gibi, kendimizi motive etmemiz lazım. Estetik harikası görüntülerden öte güzelliğin içten gelen bir kavram olduğunu, sağlıklı bir gülüşün pek çok makyajdan daha çok insanı etkileyebileceğini, güzelliğin kişilik ile beraber bir bütün olduğunu yeniden anımsamak lazım. Mitolojideki güzellik tanrıçası Afrodit bile bir sadece görüntü değildi. Kızan, sinirlenen, gülen, acıkan, hatta etli butlu denecek bir hanım olarak tasvir ediliyordu.