O Bir Dahiydi
Bobby Fischer ismini hiç duydunuz mu? O satranç dünyasının gelmiş geçmiş en büyük ustalarından biriydi. Amerikalı’dı ve daha 13 yaşında ülke şampiyonu olmuştu. Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) tarafından büyük usta ilan edildiğinde ise on beş yaş civarındaydı. Onun trajedisi soğuk savaş yıllarında yaşaması oldu. Soğuk Savaş yıllarında A.B.D ile Sovyetler arasındaki rekabet sadece atom bombaları ve uzay yarışı ile sınırlı değildi. Akla gelebilecek her alanda bir yarış hissediliyordu.
Doğal olarak olimpiyatlar ve satranç turnuvaları da buna dahildi. Satrançta 40 yıldır süren bir Sovyet hakimiyeti vardı ve 1972 yılında İzlanda’da yapılacak Fischer-Spassky maçı bu yüzden çok önemliydi. Amerika tarihi bir gün yaşıyor, sanki satranç maçı değil, savaş yapılıyordu. Fischer maçı aldı ve 11. dünya şampiyonu oldu. Fakat ünvanını korumak için 1975 yılında gene kendisi gibi bir büyük ustayla, Anatoli Karpov’la karşılaşması gerekiyordu. Ama Fischer zamanla FIDE ile anlaşmazlığa düştü ve ünvanı elinden alınarak Karpov’a verildi. Bu maç oynanmadı. Fischer 1992’ye kadar ortadan kayboldu. İsminin etrafındaki sır perdesi giderek güçlendi.
1992’de yeniden ortaya çıkışı da olağanüstüydü. O yıllarda Birleşmiş Milletler’in ambargo uyguladığı Yugoslavya’ya giderek Spassky ile rövanş maçı yaptığı ortaya çıktı. Maçı kazanmıştı ama Amerika bunu gene kabul etmedi. Hatta hakkında gelir vergisi usulsüzlüğü gibi bir nedenle yakalama kararı bile çıkmıştı. Yıllarca kaçak yaşayan Fischer sonuçta Japonya’da yakalandı ve dokuz ay Japonya’da bir hapishanede kaldı. Amerika’ya iade edilecekken hayatında önemli bir yer tutan İzlanda ona vatandaşlık verdi ve öldüğü tarih olan 2008’e kadar orada yaşadı. Bir dahiydi, A.B.D.’nin yetiştirdiği tek satranç şampiyonuydu ve koca bir ülkeye karşı gelmişti.